вiя gє¢є яüуαиα giяєяiм

.

31 Temmuz 2009 Cuma

GÜLÜMSE HAYATA


en deli sevgili olmayı istiyorum.zaten deliyimde akıllı bir deli gibi duruyorum :))aynadan öyle görünüyor.gözlerimden bile bazen hınzırlık dökülüyor ama beni adeta itiyorlar....

saygılar arzediyorum bu iten vatandaşlara...bazen basit bir operasyonla intikam planları da yapıyorum...canım arkadaşım hayır olmaz yazık dediği için vazgeçiyorum...gülümsüyorum bu hayata...uzun bir yola çıkmayı düşünüyorum mesela çin e gittiğimi farzediyorum harika vakit geçireceğimden eminim...keşke yanımda beni anlıyacak benim gibi düşünen biride olsa....

ben dolaşırım oda resim çeker film çeker....mesela temmuzda olurmu ?...............olabilirmi ?

neden temmuz derseniz bilmem içimden geldi....

kendimi çok mutlu hissediyorum...

"seni vermiş benim gibi birine" gökselden dinliyorum şuan :)))))))


şuraya birde müzik eklemeyi başarsam süper olacak...

neyseki sayfada birsürü müzik olan mp3 çalar varda şimdilik kafayı takmıyorum..


PENIA

UÇACAKSIN

HAVALARA UÇMAK NASILDIR BİLİRMİSİNİZ?
HARİKA BİR DUYGUDUR.TADI DAMAĞINIZDA KALIR..
HEP AKILDADIR VE KESİNLİKLE ZAMAN KAYBI DEĞİLDİR....

28 Temmuz 2009 Salı

DENGE..


sonsuz sessizlik bu olmalı işte baktıkça o suya ayağımı sokacak cesaretimde kayboluyor.kıpırdasam denge bozulacakmış gibi ...

GÖKKUŞAĞI GİBİ DÜŞLERDEYİM


evetttt benle yürümek istermiydiniz? yavaş yavaş acele etmeden yoldan aşağıya doğru tam ebem kuşağının altında :)) harika bir duygu olmalı yaşanması lazım ...
gözlerimi alamıyorum bu manzaradan içime değişik duygular dolduruyor.hadi diyorum sihirli bir değnek olsa dalsam şu resmin tam ortasından...sakin sessiz ve romantik bir düş bu.... hadi gelll....
PENIA

sessiz olunnnn.......

ne diyorsunuz duyamıyorummmmm :))))))

SEN...


kalbimde içimde gölge gibi her yanımdasın...
haykırmak istiyorum dağlara taşlara ÇOKKK MUTLUYUM diye....
nasılda romantiktim olmadı işte :)) dağlar ve taşlara ne benim mutluluğumdan ...
yakın bir arkadaşım tek o fark ediyor sende bir fark var diye...söylemek isterdim bu farkı yaratanı ama anlatamam.... zamanı değil.bu gizemli bir hal bana adrenalin yüklüyor...
ne demişti arkadaşım yalanda söylemiceksin, doğruyuda söylemiyeceksin...
ayaklarım yere basmıyor ki ...



PENIA

27 Temmuz 2009 Pazartesi

SEVDİM...

sevdim diyebilirmisiniz?
hepsi bu kadar değil tabii...kalkanlarınızı kuşanmışınız şimdi bu soruya cevap veremezsiniz..
aniden sorulunca donup kalırsınız... bende bir kaç saniye durup düşünürüm.ve cevabınıda veririm ...
güçlükle verilecek bir cevap değil tabiii...bazılarına göre lüzumsuz bile gelebilir....
sevmek içine ateş düşmesi değildir.bu hoş bir duygudur...soyuttur somutturda...
gönlü gören insanlar sevgiyi hisseder...
sevgi huzur ve bakıştır güzel bir bakış üstelik..

PENIA

PRENSİM...

ÖPMEK İSTERDİM :)))))

BULUTLARIN ÜZERİNDEYİM....



BEKLİYORUM AMA HADİ...............

ARTIK GEÇ KALMAYIN YAŞLANICAM BEKLERKEN....

kelebekler



Çiçekten çiçeğe konan kelebekler
yeni aşklara uyandırdı arzuları.
Hapis duygular kanatlanıp yeniden
başladı uçmaya kelebeğin ardından
Sonbahar yapraklarını kıskandırırcasına,
Yaşanmamış duygulara yenik
alevlenen sevda ateşi,
Söndürecek rüzgâr arıyor,
Bin bir renkli kelebekler geçiyor
önümden, yeni aşklara
kanatları okşayarak gözlerimi..
Ey deli rüzgâr, es artık
ki harlansın yüreğimde yangın
Ateşlenen arzuların tutuştuğu yerden
sevgiye doyur beni.
ki çiçeklensin bahar
Haydi, es deli rüzgâr:
Dağ, okyanus, dere, tepe, ne varsa önünde,
Bülbül, hasret şarkılarını bitirmeden.
Topla bütün sevgilerin kokusunu al getir bana.
İçimde çıldırmaya yüz tutu arzular
Haydi, ellerini sür gözlerime
ki uyansın dilimdeki şiirler ey hayat
Tükendiğim yerden başlayayım yeniden dirilmeye.

MELEK

Zaman döllüyor düşlerimizi
Çığlık doğuruyoruz sabahları
Ölü bedenlerimiz oynaşıyor
Uzak kıtalarda
Kelebek toplayıp
Kendimiz oluyoruz
Dolunca külü dökülüyor hiçliğin
Rüzgar aklınca bizimle oynuyor
Kalbimiz kalıcı yeryüzünde
Ve kılıcımız sonsuz acı



Yıkılan surlarımı izliyorum
Çekilmiş sularında gün delik deşik
Sevinçlerimi bir çırpıda bitiren gece
Gelme üzerime/çek yıldızlarını
Sevdamı özlüyorum
En çok
Isırdığı dünyadan bir ısırık almayı
İçtiği hayattan içmeyi,aynı bardakta
Yemişlerini toplarken aşk ağacının
Sırnaşabilmeyi yapraklar arasında
Duygularımı şaha kaldıran gece
Bit artık/götür siyahını
Sevdamı özlüyorum
Özlemek nedir en iyi sen bilirsin
Bilirim,bütün aşıklar ezberinde
Bizi dolunayın altında
Öpüşürken hatırla
Efsunlu bir sahil kasabası
Yürek yakamoz
Soran olursa
Yıkılmış surları de
Ölesiye bir sevda..

26 Temmuz 2009 Pazar

SENDE YAŞIYORUM


Seviyorum seni...Canımdaki yaşayan can..Her an seninle yaşıyorum..karanlık gecemde gözlerin düşüyor bir yıldız gibi..Üşüyen günüme sevgin sıcaklığıyla süzülüyor yüreğime..her seni sevmek icin kalbimdeki umut kırıntılarını senin yüzündeki tebessümlere yüklüyorum..Dilimde söylenen her sarkıda sana birkez daha " seni seviyorum " sesleniyorum..

PENIA

25 Temmuz 2009 Cumartesi

YÜREĞİME BİR GÜL ÇİZDİN...


seni düşündüm dün gece senli sensizliğimin düşüydü bu :

sakin bir koyda ayaklarımız suyun içindeydi, buz gibi su bacaklarımızı yalayıp geçiyordu.sana sokulmuştum sakin limanıma ...
biliyorum o limanının içinde kasırgalar kopuyordu...
derinlerde içimde usulca bir ateş yanıyordu kor gibi ve gittikçe ateş çoğalıyordu ikimizide ısıtıyordu..çoğaldıkça coşkusu heryerimizi sarar oldu...
bir düştü bu....uyandım ,uyandık...
seni seviyorum ......

PENIA

23 Temmuz 2009 Perşembe

işte sıcak bir yuva


hayal ettiğin müddetçe yaşarsın.ne istediğimi biliyorum ...

PATRON :))


patron şarkısına bayıldım aslında "patron" kelime anlamını çok sevmezdim ama şarkı ile farkına vardığım bir yumuşama oldu .ama öyle düşündüğünüz bir ymuşama değil :)) soğuk gelen bir kelimeydi ondan bahsediyorum...



BEKLİYORUM AMA :))))



BEKLİYORUM :))))

gene özledim...

özledim...

20 Temmuz 2009 Pazartesi

TÜM ATATÜRKÇÜLER İZLEYECEKTİR....

CoNy MaRSoNa - İzmir (Cumhuriyetin Kalesi)

GÜVEN HER ŞEYDİR PEKİ VERMEK NASILDIR ?


hayatın tadı tuzu nedir usul usul yaşamakmıdır ? yoksa yaşarken çevreyi izlemekmidir?

onu düşünerek gülümsemek ne kadar güzel....

içini tatlı bir huzur kaplar.....

bir yere bişeye bakarken onu hatırlamak ve hafifçe sırıtmak (ama öyle )...

eskiden onun yokluğunda ile ne yaparmışım...

bilmemmmm......


biliyorum aslında ama düşünmek bile istemiyorum...

boşverrr.....


derin bir nefes alabilmeyi özlemişim yapamadığım cesaret bulamadığım ne çok şeyi yapıyorum.


artık kendim gibiyim.başkaları için yaşamaktan çok kendim için yaşıyorum içimden geldiği gibi...


ama daha yapamadığım çok şey var zamanlar olacak şeyler ...


sonuna kadar güvenmeyi güvenilmeyi hak etmek ve karşılığını vermek ,almak harika bir duygu....


bugün içimden ne çok şey geçti :)))


PENIA.

19 Temmuz 2009 Pazar

HAYAL ET


HAYALLER KURMAK NE KADAR GÜZELMİŞ BUNU YENİ ANLADIM...KATLANMAK İSTEDİĞİN HER NE VARSA HAYAL ET,YADA YAŞAMAK İSTEDİĞİN NE DÜŞLER VARSA ONU RUHUNA YANSIT...


PENIA

18 Temmuz 2009 Cumartesi

ELE AVUCA SIĞMAYAN BİR ŞEY


dondurma yerken yerimde duramıyorum hep kıpır kıpırım....dondurma mı beni coşturuyor yoksa benmi hiperaktifim?


bilemicem...


şu sıcak yaz akşamında hala dondurma yemeğe devam ediyorum...şimdiki avakadolu ve limonlu..yanında meyve parçalarıda var üff süper bişey...

17 Temmuz 2009 Cuma

BUZ GİBİ BİRA OLSA....


bira içmeyi severmisiniz birde yanında fıstık varsaaa
değmeyin keyfine :))))))))))))


penia

İğneada'ya yolunuz düşerse unutmayın. Bu çeşmeden mutlaka su için. Burada "Güzellik suyu" var. Hah hah haaa... Hemen aklınıza "İçelim güzelleşelim" sözü geldi değil mi? Hayır musluklardan Tekirdağ Rakısı akmıyor. Bildiğimiz su akıyor.


PENIA

DAHA ÇOK VAR.....


çok mutluyum çokkkk...yeni tomurcuğu açan bir gül goncasına benzettim bu mutluluğumu....
daha çok uzun zamanlar var ayrılıktan söz etmek bile gereksiz yolun başındayız.....

bu gece ayva ağacının altında olduğumu ve çiçeklerinin ne kadar beyaz ve kar gibi rüzgardan savrularak yerlere düştüğünü düşündün ki aklıma geldi....yani uyumadan önce balkonda otururken bunlar geldi aklıma...tamam iyi geceler canım dedim her kelimeye her düşünceye...

güzellikler hiç kesintisiz devam etse....efsanevi bir hayat yaşamak istiyorum............

PENIA

16 Temmuz 2009 Perşembe

yeme o balığı :))))))))

yemeeee yazıkk.....

EV DENİLEN HUZUR ORTAMI...






EVLERİ EV YAPAN NEDİR?

MERAK EDİYORUM ...


deniz kenarında ki kentleri nasıl su basıyor...sular denize giderken önüne baraj gibi evlerini mi inşaa ediyor bu insanlar ve hangi ...... belediye bu binalara ruhsat veriyor...insanlar öldü haber bir kaç kanaldan önemsiz miş gibi duyruldu...yıl 2009 hala selden ölenler var...yıl 2010 uzay yolu kaptan spack bildiriyor diye film vardı ""UZAY YOLU""....bende 2010 da uzaya çıkabilecekmisiz gibi mi düşünürdüm şimdi bakıyorumda uzaya değil en yakın yere bile can korkusu ile gideceğiz. aniden bastıran yağmur sonucu can verebiliriz....dikkatli olmak lazım...


PENIA

BEN..........KÖLE .... :)))))


bir zamanlar köle isaura vardı tv tek kanallımıydı neydi bilmiyorum ama ailecek izlerdik ..büyüklerim ağlardı... aslında kendi hayatlarını yaşadıklarını anlattıklarında ne farkı vardı ki isauradan rengi mi farklıydı ?....... ailede şiddet dayak yoktu hiç duymadımda zaten dayak tan bahsetmiyorum o zamana göre yokluklardan kayıplardan imkansızlıklardan bahsediyorum....


kendime köle dedim ama gülüyorumda bugün temizlik günü evde yaw gene ben çalıştım kadında bişeyler yapıyor neden ben yerimde duramıyorum bunu anlamış deilim...alışmış kudurmuştan beterdir derler ya aynen ben öyleyim...


yapma bırak o yapsın ama her seferinde tarif mi vereceğim uff yaa kadın zor anlıyor bende öldüm yorgunluktan..demezmiyim şimdi kendime köle penia diye...:)))))))))))


birgün bende bişey yapmıyacam ama...yetti garii...


PENIA


15 Temmuz 2009 Çarşamba

MÜTHİŞ BİR GEZİ...

arkadaşımla ne zaman bir araya gelsek muhakkak olağan üstü bir şey yaparız...yada olay kendiliğinden oluşur ( konuşarak yürürken kaybolabiliriz sonra karşımıza çıkan şahane bir bahçede kahve içerken bu olaya kahkahalarla gülebiliriz)...

dünkü gezimiz kadıköyden başladı ...kiliseleri gezecektik malum bu yerler hergün açık olmuyordu.ilk olarak kadıköydeki bir kiliseye gittik...oranın ziyarete kapalı olduğunu öğrenince hadi taksime gidelim dedik taksimdeki san antuan kilisesi hergün ziyarete açıkmış...kadıköyden vapurla beşiktaşa gittik...püfür püfür bir rüzgar vardı hava harikaydı ama birden arkadaşım gülmeye başladı biz yolu uzattık dedi... karaköyden tünelle yukarı çıkarak bu kiliseye daha rahat gitmek varken biz kulağımızı öbür taraftan gösterdik...olsunn...:)) egleniyoruz hemde geziyoruz yollarda çok kalabalık değildi...

beşiktaşta dolmuşa binmek için biraz yürüdük sonraa üst geçitten deil alttan karşıya geçtik..

hemen herkes böyle yapıyordu...

sonra taksime ulaştık orda ilk gözüme çarpan çin lokantaları oldu...
içimden geçirdim balık yemeyi çok severim acaba çin yemeği de yiyebilirmiyim...

neysee karnım aç ama biz kiliseye gideceğiz...

taksimden beyoğluna doğru inerken yollar çok kalabalıktı insanların kafaları görünüyordu her milletten insan vardı sanki...bir kenarda müzik çalanlarmı satış yapanlarmı istersin neler neler...yanyana yürürken birden arkadaşım çiçek pazarı sokağına daldı, tabi bende peşinden biraz ilerde 3 horon ermeni kilisesinin kapısından hızla girdik...burası san antuan deilmi diyerek okuma özürlü olduğumuzu da gösterdik...ordaki memur bize diğer kiliseyi yol üstünde göreceğimizi söyledi...ben daha öncede gittiğim halde acaba yanılıyormuyum diye düşünmekten geri kalmadım...

neyse sonunda kilise karşımızda...kocamn heydetli bir bina devasa diyeceğim bir yükseklikte tavanları vardı...içerisi aydınlık değil ama karanlıkta değildi...bazı kişiler oturmuş dua ediyorlar bazılarıda mum yakmış dilek diliyorlardı..inanç faklı bir şey herhalde ben böyle şeylere pek inanmıyorum mum filan yakmadım.içerde biraz daha dolaştıktan sonra dışarı çıktık bina şimdi gözüme daha soğuk göründü.binanın dışındaki avluda kocaman 2 apartman gibi balkonlu katlar gördüm çiçeklerle süslüydü...herhalde burda çalışanlar orda oturuyor diye düşündüm...
gereksiz bir düşünce açım ben saat 3 oldu...:)

kilisenin kocaman demir parmaklıklı kapısından çıkınca derin bir oh çektim nedensiz. daralmışım demekki ....

resimde çekemdik zaten izin vermiyorlarmış...


PENIA

ACABA O NE DÜŞÜNÜR...

bir soru daha ....

aklımda olan ama dile getirmekte zorlandığım belkide ifade etmekte tereddüt ettiğim kelimeler var...
onu düşünürken gülümseyerek hayrete düştüğüm şeyler de oluyor...

ve inanırmısınız bu yazıyı yazarken zoro müziği dinliyorum gypsy dance zoro soundtrack-.... aman allahım ne coşkulu bir müzik..size dinletmek isterdimm..şuanda bu işi bilemiyorum...

nerde kalmıştım aklıma takılan şeyler var demiştim ya o acaba şuanda ne düşünüyor diye...onunla konuşurken kelimlerinden çıkardığım tonlar var aslında....ben çok zekiyim canımmmmmm...

:))))))))

tabi tabiii der gibisiniz..bana ne ben öyle hissediyorum...

beyaz atllı prensim de var , atı beyaz değil ama olsun...

o beni düşünüyor genede :))...

bende onu :)

akılmdan binlerce şey geçti şuan dağıldım gene fiyasko bu...bu yazıyı daha sonra toplayacağım...
aklıma dünkü gezi geldii...onlarıda anlatıcam bundan sonraki yazıda...


PENIA

14 Temmuz 2009 Salı

HAYALLERİM VARDI....

düş gecelerinde hayallerim olurmuş....yeni fark ediyorum ,paylaşmak istedim .tüm gece sürdü desem yalan olmaz.ama en ilginci leoparla yanyana oturmam oldu hayret beni yemedi demek tokmuş :)..

hayal kurmanın sakıncası dayok aslında hayallerindeki gibi yaşamk istersin olurmu olmazmı yaşamın getirdikleri ile hayat sürer gider sen o arada farklılıklar yarattın yarattın olmadı ne güzek hayaldi işte der sırıtırsın dünyaya...şimdii bende sırıtıyorum bu sabah gülemiyorum çünkü bazı düşüncelerim açıklayamıyacağım...çok absürd de oldu.

bir hayalimde okul kurmaktı üstün zekalı çocukları okutmaktı neden bu isteğe kapıldım...bu hayalim 18 yaş hayalidir....

11 Temmuz 2009 Cumartesi

GÜCÜM TÜKENDİ

yüreğimin sesine kulak vermem çok zor...
vazgeçilmezlerimdensin...
sen benim içimdesin


sevmekle bitmeyenim,
sahi,,
ben senin en güzel derdin mi oldum

PENIA

VE BİR GÜN ACI TÜKENDİ....


sevmenin sonu yok...


gönül aşktan vazgeçermi ?

:))))


gerçekten içinden geleni düşün ....


aşk hakkında bişey bilmiyoruz....


bence tabiiii......


gönlümüzde olan sevgiye aşk diyoruz...


aşk onda tutuklu kalmaktır...


sen hiç tutuklu kaldın mı?


ondan ayrıyken bile onu aramak sesini duymak istedinmi?


burda olsaydı diye düşünüp hayaller kurdun mu?


sorular sorularrrr :))


cevapları nerde?


ben hepsine evet derim ...çünkü sevmek dünyanın en güzel duygusu...


çoğu zaman haykırmak isteyipte kendimizi tuttuğumuz sabrettiğimiz esir duygu:))


benzetmem müthiştir....


söylemek istediklerimi anlatamıyorum ki....


yaralamamak adına,bıçak sırtı duygulardayız....


PENIA

GÖNÜL


bu sabah güneş doğarken uyandım...daha doğrusu uyku tutmadığı için zaten zor uyumuştum dakikalar sonra sanki günlerce uyumuş gibi uyandım...


seni özledim biliyormusun.


şikayetim seni az görüşümden...susmalıyım biliyorum..
haklı olsamda...


çalınmamış kırılmamış umutlarımsın....


PENIA

9 Temmuz 2009 Perşembe

MECBUR


VAKTİM DARALDI DÖN GELLL

başka yerde arama..


Geldin.. Sözlerinle içimi ısıttın önce.. Senden gelen her sözcük; güneşten kopup gelen bir ışık kümsesiydi sanki.. Dünyam bir başka aydınlandı.. İçim bir başka ısındı... İnceydi.. Zarifti.. Sevgi doluydu.. Sözlerine Vuruldum....


Geldin.. Yüreğin yüreğime uzandı usulca.. Tanıdık bildik bir dosttun sanki.. Yıllardır özlediğim beklediğimdin.. Kimsenin bilmediği yaralarım vardı; içten içe kanayan.. Canımı acıtan.. Yaralarıma dokundun.. Okadar ustaca yaklaşıyordun ki.. Direnemedim.. Boyun eğdim ilk defa.. Yıllarca içime akıttığım gözyaşlarım cesurca süzüldü yanaklarımdan.. İlk defa utanmadım.. İlk defa saklamadım.. Yüreğin okadar güzeldi ki.. Samimi.. Hassas.. Güven veren.. Yüreğine Vuruldum...


PENIA

BEKLEYİŞ...


sevilmeyi sevmeyi ne çok özlüyorumuşuz ...unutulanlar bununla kalsa neyseee;

çok şeyin yokluğuna alışmışız ...


SEVGİNİN sevgilinin,aşkın nerde kaldığını bile düşünemez hale gelmişiz....bir daha asla demeyeceğim....her unutulan aslında derinlerde değilmiş....yakınımda bir yerdeymişşş...


mesela ben ;


çok okurdum hatta abartırdım gece gündüz o kitap bitene kadar...şimdi de okuyorum, ama zevkli nasıl okunur bilerek ...okuduklarımı hiç unutmam bu özelliğimi severim ....birde sevdikleirmin zevklerinide unutmam nelerden hoşlanırlar bilirim...neden bilirim çünkü sevdiğim için...ben mutluluğa aç biriyim herhalde...doyumsuzmuyum neyim acaba :)) sevilirken sevmeyide saygı duymayıda bir özellik olarak görüyorum..şımartılmak hele ruhun okşanması çok hoşlandığım bir kötü alışkanlık...aç kalmak gibi...ahhh ahh bu kelimeyi sevmiyorum ki..

bende de kötü bir izi var...

artık nefessiz kalmayıda istemiyorum...


PENIA

8 Temmuz 2009 Çarşamba

masalım olurmusun


Nicedir ellerim ısınmıyor sokağımda.Yalnızlığın kaldırım taşları soğuk olur bilirsin.Şayet, günün birinde, çıkarsa yolun o geceye;kadınlığımı sakla dudaklarında...Çünkü senden bana kalan tek kapı aralığı o.Asıl yolculuk bundan sonra başlıyor.Sevgimle kal.Aralıksız batan sözcüklerinin, an be an yüzünü ölüme çevirdiği yerden yazıyorum sana. Dinleme.Ne bundan önce söylediklerimi ne de bundan sonra söyleyeceklerimi…Bu defa dinlemeAttığım her adımda bir parça daha yıkılan duvarların altında kalmaktan, ayıramadığın dakikaların geceler boyunca sinirini taşımaktan yoruldu ruhum. Ben çabuk yoruldum.Hiç bir masalın kahramanı olamayacak kadar uykum var. Sesinden esirgediğin yüreğin gibisin. Varlığının bir anlamı olsun derken, sen en çok da anlamsızlığa yakıştın nedense. Oysa bu değildi sana dair başlattığım yolculuğun sonu. Böyle olmamalıydı.Şimdi sen kendi acılarında büyütürken, öğütürken geceyi; ben çoktan bir masalın sonunda gözlerimi sabaha açmış olacağım.Üzülme demeyi isterdim; ama buna gücüm yok. Senin de yeni; fakat tanıdık bir duygu travmasına ihtiyacın yok. İster taşı, ister at bir kenara. Fark eden “sadece” yokluğum olacak, senin fark etmeyeceğin.Adresimi de sil adımlarından;sanırım bundan böyle evde olmayacağım.Öfkem sıcak; hala canımı yakıyor umursamazlığın. Bir yol boyu içimdekileri kustum, geride bıraktığım her ağaç dibine.Tenimde acı bir tat, teninden kalma. Başımı koyduğum yerde büyük bir boşluk, yokluğundan olma. Ne yazmak, ne konuşmak ne de yazmak istiyorum. Yalnızca ölüm kadar sessiz bir uykuya yatmak ve toprağın kokusuna bırakmak istiyorum tüm bedenimi.Nefesimle çoğalacakken, nefesimi tıkadın sen Geçen her günde, soyunurken tüm kelimelerim yavaş yavaş sana, sen, durdurak tanımadan yeni bir kıyafetle çıktın karşıma.(Ç)atıştık seninle(S)arınmadan ayrıldıkParmak uçlarımda kaybediyorum sıcaklığını. Yazdıkça uzaklaşıyorum sesinden, teninden ve bakışlarından.Uzaklar çeker dizelerimi,dizlerime batarken yokluğunun acısı.Oysa ne zordur eyleme bürünmüş sevdaların,kor alevinde titremekYitip giden her sigaramda,sana duyduğum düşkünlüğü anımsamakSenin için attığım zarlardahep kapı arkasında bırakılmak,bilsen nasıl zordur.(D)üşüyorum, düşünden bir gece vakti...Masalım olursun sanmıştım.Uykusuz gözlerime uyku.Olmadın, olmadı, olamadık.Şarkı sona yaklaşıyor sevgim...Bir daha asla üşümem kollarında.

kimliksiz geceler

Kimliksiz Geceler Kimliksiz gecelerde yüzün yansır; yakamozun koynunda kalırım… Yüreğim sürgün ol(ma)sa da, yine de seni severim.Yapraksız baharda dalım düşer; meyvesiz ağaçların yüreğinde kalırım… Ruhum solgun çiçek yüzü kadar mahkûm olsa da, güneşe; hani gözlerime yağmur yağ(ma)sa da, yine de seni severim. ( Nasıl olurda, seni sevmeyi bir an bile düşünemem… Bu idamım olmaz mı? Böylesine bir sevgiyi yüreğime kazımışken; nasıl olurda sevmiyorum, diyebilirim. Bu Allaha karşı şükürsüzlük olmaz mı? ) Biliyor musun? En çok “seni seviyorum” diyebilmeyi, seviyorum… İnan buna değersin… Yanılmıyorum sevgilim Seviyorum… Kimliksiz gecelerde aklıma düşüyorsun; çığlık-çığlığa haykırıyorum: yüreğimdesin sevgili Yüreğimde… Tümcelerim çoğalıyor, ağlıyorum. Yıldızlar düşüyor, zaman durgun ve suskun… Sana yetişememekten korkuyorum. “ Seni sevmekten değil; sevmemekten korkuyorum…” Yüzyıllık bir aşka koşuyorum… Geride kalanların soluklarında atık zamanları harcıyorum.Sana koşuyorum. Çünkü seni seviyorum. …bir an soluğum kesiliyor; şiire yaslanıyorum: sevgilim/ git-gide sen oluyorum/ ki parça parça etseler/ yine sende toparlanırım/bunu biliyorum… Kimliksiz gecelerde yüreğime düşüyorsun. Ansızın çoğalıyorsun. Zamanından önce büyüyen bir bedenin şaşkınlığı içerisindeyim. Aslında hiç şikâyetçi değilim. Sadece böylesine sevmelere alışık değilim… Korkuyorum. “ Aşkın bir adı da biz olalım… Ne dersin? “ Yüzyıllık bir aşka koşuyorum… Kaçamak yüreklerin suskunluğunu da alarak; belki bir ırmağı gözyaşıyla çoğaltarak… Çağlayarak sevgilim Sana koşuyorum. Susamam artık Sevgilim Yağmur üşüyen bulutlardan geldim. Bütün iklimlerin felaketinde, içimde sakladığım yenilgilerden kaçarak, yüreğine geldim. Kabul eder misin? Her hayalinde sayısız cennet kapıları açılırdı. Çaresizdim. Sensizdim. Bilirsin beni işte İçimde yaşarım aykırılıklarımı; hayata sataşırım ve yine sen gelirsin aklıma kimliksiz geceler(im)de… Yokluğunla, üzülme sevgilim Ben senin hayaline de razıyım. Yeter ki sev beni… Aşkın içinde kalan bir adamsın; ne diyebilirim ki… Yüreğimdesin
__________________

SENİ SEVİYORUM

SENİ SEVİYORUM
bir yudum insan gözbebeklerinde
hep böyle güzel bak ne olur
hep böyle içten,hep böyle sevgiyle
ruhuma göz kırpmayı unutursan bir yerlerde
saklan nereye olursa bana gözükme
yaz yagmurlarından korunacak
sırça saraylarım olmasın,istemiyorum.
sadece gülümse...belime sarıl ve yürü
götür götürebileceğin yere

HANİ AĞLAMAK İSTERSİN DE GÖZYAŞLARIN AKMAZ..


HANİ GÜLMEK İSTER YÜREKTEN GÜLEMEZ...



HANİ BİRİNİ BEKLER O HİÇ GELMEZ....



İŞTE O ZAMAN ÖLMEK İSTER,



AMA ECELİ GELMEZ....






NASIL BİR EVDE YAŞAMALIYIM


Bir ahşap konak
Farkındayım ben konaklarda yaşaması gereken bir hayat algısına sahibim. Varlıkta ve yoklukta neyin nasıl paylaşılacağı konusunda en temel başvuru kaynağınız gelenekler, görenekler ve törenler… Kuytu köşelerinde mahremiyeti dinlendirdiğim, misafirleri gösterişli olmasa da ferah, rahat, açık salonlarında ağırlandığı türden bir evim olmalı. Ahşap olmalı o ev, çünkü doğadan da kopmamalıyım. Etrafımızı sıcacık ve hafifçe sarmalamalı ağaç kokusu… Biraz bakıma ihtiyacı olabilir, ne fark eder… İçinde mutlu olacağımız o yuva biraz zahmeti nasılsa hak eder…
PENIA

7 Temmuz 2009 Salı

ÇOK SIKICI




bugün şunu düşündüm...

seçeneksiz bir hayat yaşıyoruz...kim ne derse desin...yani istemiyorum şimdi kalsın deme bir şansın olmuyor.desem bile sanki giyotin gibi boynumun kenarında beni bekliyor...

şimdi arkadaşım burda olsa fazla düşünme derdi :)))))

o çok akıllı biri ....

düşünmek istemiyorum bende...
resimle yazının ne alakasını kuramıyorsanız açıklama yapamam
PENIA



6 Temmuz 2009 Pazartesi

SEVDAN KALBİMDE


Sevda nedir diye sordular bir gün..

*Bilmiyorum yaşamadım dedim..

Aşk nedir diye sordular bir gün..

*Nefesim, Nefesi dedim..Biz nedir diye sordular bir gün..

*Hiç dedim..Şasırdılar..

Nasıl yani dediler..Biz diye bir şey yoktur ki..

Biz nedir.... Ben tekim.. Tek sevdayı yaşarım kalbimde..

Kimse beni sevmesede..Aşkı sevdayı bizi..

Yüreğimde yaşamak..Ölümsüzlüğün adını Sen koymak..

Ne kadar da kolay ya da ne kadar da zor..

Gözlerini arıyorum senin..

Sevdanı arıyorum yüreğimde..



ordasın taa içimde...





sil baştan


Hayat cok farklı olmaya başladı.. Nedenini bilmiyorum .. Mutluyum.. 18 yıldan beri hiç olmadıgım kadar mutluyum.. Huzurluyum.. .. Cok farklıyım .. Gülümsüyorum ....Herseyi geri de bıraktım.. şebnem ferah ın söyledigi gibi'''SİL BAŞTAN BAŞLAMAK GEREK BAZEN''' aynen öyle...Herseye sil bastan basladım...


penia

hoşgeldin yüreğime


Sevgi çiçekleri ellerimde..

Umutlar dolu yüreğimde..

Sevdiğimi haykıyorum...

Dostlarıma...

Sevdiğimi haykıyorum Mutluluklarıma...

Hoşgeldiniz...

...Yüreğime..

...Sevgime..


PENIA

5 Temmuz 2009 Pazar

MAVİ DÜNYAM











nefes nefese


Hiçbir zaman kocanızdan gelen telefonu açmamazlık etmeyin. Hatta o anda sevgilinizle sevişiyor bile olsanız cevap verin. Neden nefes nefese konuştuğunuzu sorduğunda ise "İşyerinden arkadaşıma uğradım. 12’inci katta oturuyor. Şansıma asansörleri bozulmuş. Soluk soluğa merdiven çıktım" gibi yalanlar söyleyebilirsiniz. En iyi savunma saldırıdır. Kocanıza karşı kıskançlığınızı taktik icabı artırın. Her fırsatta, "Neredeydin, neden geç kaldın, gömleğindeki bu kırmızı leke ruj değil mi" gibi sorularla onu üç günde bir sorguya çekin. Sevgilinizle asla sokak ortasında buluşmayın. Birlikte sinema ve tiyatro ziyaretlerinden sonra çantanızda iki bilet unutmayın. Küçük yaştaki çocuğunuzun kiminle ve niçin buluştuğunuzu anlamayacağını düşünmeyin. Cep telefonu ve e-posta hesabınızda sakıncalı mesajlar unutmayın. Telefonla konuşurken kendinizi ele vermeyin. Kocanızı cinsel olarak uzun süre dışlamayın. Suçunuzu örtbas etmek için ona gereksiz ve zamansız hediyeler almayın.


şimdi bu yazıyı okuyunca toplumun çivisi çıktı demezmiyim ben..bu sabahtan beri takıldım işte...


yalanlara yalan ekleyerek hadi yaşa...biri ne demişti ne yalan söyle nede doğru ..:))))


ikisinin arası olan şeye ne denir...pembe yalanmı ?


milletttttt azmayın kudurmayında zaten tv de sürekli kimkimle diye program yapıyorlar ve yapımcılarda bu safsataya balıklama atlıyorlar zorlada az sonra diye diye size izletiyorlar ...


ağzınızın suyu akarak izledikten sonra vay be diyip sizde aynısını yapmayın...ellerinde materyal olmayınca belgesel çekebilmek için adamlar biraz koştursunlar....


üzmeyin beni....hadi hadiiiii



PENIA

NEDENSE



herşeyden zevk alarak hani toz pembe düşler de gibi yaşayabilirmiyiz?





kocaman hayır...





acı gerçek budur...





peşinde bir gölge gibi takip eden derin sular olur ....





derinlikler tehlikelidir diye öğretildi kendiliğinden oluşmazlar biz oluştururuz diye anlatıldı...





offf kıvırmadan bişeyler anlatmak istedim gene olmadı :(





peşinde hiç tanımadığın ama yıllarını verdiğin bir bulut diyelim ona...





bazen bembeyaz dır...bu temiz görüntü seni aldatır...





daha sonra kıymeti yok ama o an mutlu olmuşundur oda bunu hissetmiştir..senin vazgeçilmezin dir aslında....gevezelik işte:)))(onun gevezeliği)...





bu bulut bazen simsiyah kesilir...azap gibi :aynen kelime anlamıyla böyle...





hak hukuk da tanımaz...dediği olur...

çok şey kaybettirir zaman, yaşanmamışlıklar ,kayıplar...

fark ettiğinde hala geç değil...

belki de....
yada başka yönden bakalım...yani aynadaki yansımaya...

sanki hatalı benmişim gibi....






yılları paylaşırken, bazı şeylerden şikayet ederken kendimi haksız da buluyorum...





neden daha önce çekip gitmedim yada çok kalbim kırılacağını ve hırpalanacağımı bile bile ama neden konuşmadım diyorum...





kaçtımm....





şimdi ise içimden gelen sevgimi ona vermek istemiyorum...





hak edecek kişinin olmalı bu sevgi....





seni seviyorum yada seni çok seviyorum ...bu kelimeler tam anlamıyla ayağa düşmüşken ben hala zor telaffuz ediyorum....





ilk kim söyledi bana bu kelimeleri ...:) çok iyi hatırlıyorum...





neden yıllar geçerken bu kelimeler önem arzetti ?





PENIA

2 Temmuz 2009 Perşembe

TOZ PEMBE


şarkıyı dinledinizmi ...ben belki onlarca defa çaldım dinledim....söyleyen demek akalın olunca fazla söze gerek yok dersiniz... bende öyle düşünmüştüm...

asıl büyük kabahat burda işte...
senin için aşk boş bir laftır...
şarkıdaki en anlamlı söz bu :)))
yani bence :)))şarkıyı buraya ekleyelim bakalım tempolu hani djlerin bu yıl beech lerde sürekli dinlenecek şarkı dedikleri türden...ben beech lere gitmediğim için sürekli dinleme şansım yok...orda defile yapan sosyetik bayanlar ne kadar şanslılar ama siz karar verin :) ))))


PENIA



şarkıyı buraya ekleyemedim...:))öğrenince size dinletirimde

LUPUS (SISTEMIK LUPUS ERITEMATOZUS)


En sık olarak genç kadınları etkileyen Sistemik lupus eritematozus (SLE), otoimmün hastalıklardan birisidir; yani insanın kendi bağışıklık sisteminin kendi vücuduna ait bir bileşeni yabancı gibi algılamasından kaynaklanır. Hafif seyredebileceği gibi hayatı da tehdit edebilir. Eklem iltihabına, deri değişikliklerine, sinirlerde hasara ve hipertansiyonla sonuçlanan böbrek rahatsızlıklarına neden olabilir. Tedavi amacı ile kullanılan ilaçlar genelde bağışıklık sistemini baskılamaya yöneliktir. Bu ilaçlar atakları önlemede son derce etkili olabilirler ancak kısa sürede hastanın durumunun iyileşmesi ve bu ilaçları daha az kullanmaya gereksinim duymalarının sağlanması gerekir. Kadınlarda 4 kat fazla görülür.
Aşağıda SLE li hastalar için bazı öneriler sıralanmıştır:
- Proteinli besinleri (et gibi) son derece az tüketin. Nişastalı besinleri ve sebze-meyveyi bol miktarda yiyin. Süt ve süt ürünlerinden uzak durun.
- Doymamış yağlardan (poliansatüre) uzak durun. Sadece saf zeytinyağı kullanın.
- haftada 3 kez sardalya yiyin (kesinlikle tuzlama OLMASIN) veya keten tohumu yağı (uygun formda) alın.
- günde iki kez 500 miligram siyah kuşüzümü yağı alın, bulamıyorsanız siyah kuşüzümü yiyin. Çuhaçiçeği ve siyah kuşüzümü yağları; gammalinolenic acid adı verilen değişik bir yağ asidinin doğal kaynaklarıdırlar. Normal yediklerimizle alınması son derece nadir olan bu yağ son derece etkili bir anti-inflamatuvar (iltihap giderici denilebilir) bir maddedir. Bu madde aynı zamanda deri, saç ve tırnakların sağlıklı bir şekilde gelişmelerini (büyümelerini) sağlar. Adet öncesi ağrıların giderilmesinde de son derce etkilidir. Ancak ani etkiler beklememek gerekir, en az 6-8 hafta kullanılmalıdır.
- omega-3-yağ asidi içeren besinler tüketin.
- eklem iltihabı gelişmişse, migren için sıklıkla kullanılan gümüşdüğme (pire otu) (Tanacetum parthenium) bitkisini alın. Bunların kapsülünü bulabilirseniz, günde bir kapsül yutun. Eklem şikayetleriniz devam ettiği sürece kullanabilirsiniz.
- çok su için (en az 3 litre)
- bol bol dinlenin.
- düzenli olarak, aerobik egzersizler yapın. eklem şikayetleriniz varsa yüzün.
- hekiminiz dahil hiç kimsenin sizi ümitsizliğe sevketmesine izin vermeyin. Daima bir doktor kontrolünde olun.
- rahatlama ve stres atma egzersizleri deneyin.
- hayatınızda sıkıntı ve bitkinlik hissi olmasın.

Ahh ege ahh......

1 Temmuz 2009 Çarşamba

mesela ben


nasıl bir yaşantı isterdim.olmayacak bir hayal amaaaa düşünüyorum sonuçta kadınız anlık yaşayamıyorum.evlenmeden önce şöyle derdim tüm konserlere gösteriler bale opera ve sinemalara gitmeyi hayal ederdim evlenince eşim beni götürür demiştim.2 defa sinemaya gidebildik.biri nişenlyken diğeri evlendikten 9 yıl sonra iki çocuğumuzla birlikteyken bir aksiyon filmiydi :)))))))

toplamda bu ...
istedinmi diyeceksiniz evet istedim "sevmiyorum "cevabını aldım. şimdiiiiiii eğer evlendiğiniz eşiniz size böyle bir cevap verirse evlilikten vaz geçip baba ocağına geri dönermisiniz?
iyi soru bence bu...
aslında bu isteklerinizin ve dahada fazlasının artık onu ilgilendirmediğini yaşarken ama ona saygı duyarken anlıyacaksınız.peki siz başkalarınada aynı saygıyı gösteremezmisiniz "kocaman bir evett"...gösterebilirsiniz kocanızı seçme sebebiniz ne o zaman.boşayın başka saygı duyacağınız bir erkeğe evet deyin....olmayacak bir düşünce mi...ahlaksız bir düşünceden bahsetmiyorum evlilikten bahsediyorum.

aslında tekdüze bir hayatı sürdürdüğünüzün farkındamısınız?
belkide ifade edemiyorsunuz ama cevap evet...
ondan bir ilgi beklerken siz ona ilgi gösteriyormusunuz?
cvp.hayır belkide :))) ne biliyorsunuz..

evet dediğinizi de duyar gibiyim....

aslında sizi çelişkiye sokmak istemem ama şunu gözlemliyorum ,büyük çoğunluk şu filmlerde olur ancak dediği yaşantıyı yaşamak istiyor...

hadi bir soru daha: ( bu gün sorularım var hadi hayırlısı)


mesela eşinizle el ele tutuşup sevgiyle ama ( düşmesin diye deil)avucunuzda o eli sıkıp yolda yada çarşıda dolaşabilirmisiniz....
haydaaaaa der gibisiniz işte paylaşmak budur aslında...insanlara bu sevgiyi göstermek mi lazım demeyin bişey göremeyen toplumlar bu tür duygulardan uzaklaşıp gidiyorlar.yok ayıpmış yok böyle bir gösteriye ne gerek varmış insanlar evde birbirlerini yerken dışarda bu tür davranışta olmaları show mus vs... erkekler hep bu kılıfı kullanırlar. neden çünkü dışardaki bayanlar onlara bakmıyacaklardır. tek bir bakış içinmi bu bozuk düşünce.yada eşinize zaten ilgi duymuyorsunuz yok birde elini tutucam diyorsunuz.adam belki eliniz hiç tutmıyacak...komik ama genelde biraz tutarlar ama sigara içme bahanesiyle bırakırlar bir daha da tutmazlar.
haa bu evliliğinizin ilk yıllarında böyledir daha sonra hayal bile etmeyin öyle bişey olamaz...

bu yazıyı okuyanlar sen bulamadın belki ben yapıyorum ne biliyorsunda denebilir..
ayy bunaldım...:))))))

PENIA